Değerler, Tercihler, Görüşler
Yirmi beş-otuz yıllık dönemleri ifade eden kuşak kavramı,
Aynı dönemin ortak akımlarını, ortak süreç ve dönüşümlerini,
ortak keder ve sevinçlerini yaşamış bir nesli, jenerasyonu anlatır.
Yaşanan dönemin baskın çizgi ve renkleri, yaşayanlarda kendini açıkça gösterir.
Dünyanın tüm coğrafyasında aynı nesil aynı sosyokültürel süreçleri yaşamaz; “kuşaklar” bölgesel hatta ülkesel fark ve renkler de içerir.
Bulunduğumuz coğrafya kadar yaşadığımız dönem de kaderdir.
Bu araştırmada 19 ve 25 yaş aralığında yer alan, farklı sosyoekonomik bölgelerden 517’si kadın (%51,7), 483’ü erkek (%48,3) 1000 katılımcı üzerinden gençlerimizin beklentileri, kaygıları, değer yargıları, interneti kullanım amaçları, önem atfettikleri konular, siyasi eğilimleri ve siyasi liderlerden beklentileri, ülke dışında yaşama eğilimleri gibi özellikleri araştırıldı.
Özetle gençlerimizin kaygı duydukları konular içinde
ülkenin ekonomik durumu (%76,6),
gelecekleri (%72,4) ve
kariyer/iş imkânları (%68,5) en üst sırada yer alırken,
Ülke yönetimine talip liderden beklentiler içinde
İlk iki özellik
Güvenilirlik (%86) ile
Dürüstlük ve tutarlılık (%85,7) oldu.
Çalışkanlık, bilgi ve kültür de gençlerin liderde oldukça önemsedikleri özellikler arasındadır.
Katılımcıların en çok önem atfettikleri konular:
özgür olmak (%79,9),
adil ve refah içinde bir toplumda yaşamak (%79,4) ve
hayatına yön verebilmek (%73,8);
interneti en sık kullanma amaçları ise
sosyal medya takibi (%67,4) ve
sohbet etme/haberleşme (%52,8) olarak yanıtlandı.
Eğitim, iş gibi amaçlarla yurt dışında yaşamak isteyenlerin oranı %32 iken yine aynı amaçlarla yurt dışına çıkıp sonra ülkesine dönmek isteyen gençlerin oranı da %31,3 olarak bulundu.
Covid 19 pandemisi nedeniyle gençlerimizin %60 kadarı psikolojik durumlarının, %55 kadarı eğitim hayatlarının olumsuz etkilendiğini belirtti.
Gençlerimizce en yaygın siyasi eğilimleri:
Atatürkçü (%38,3),
Milliyetçi (%37,3),
Apolitik (%30,2) ve
Muhafazakâr (%27,8) olarak bildirilmiş olup,
siyasi eğilimlerinin toplumdaki genel dağılımla büyük ölçüde örtüştüğü görüldü.
Yalnızca 293 (%29,3) katılımcı hane gelirlerinin 10 bin TL ve üzerinde olduğunu,
geri kalanlar daha alt düzeyde ailesel aylık gelirleri olduğunu beyan etti.
Mali verilerin güvenilirliği tartışmalı olsa da bildirilen rakamlar nüfusun önemli bir kısmının oldukça düşük gelir gruplarında yer aldığını anlatmaktadır.
Kişisel olarak bir bilgisayara sahip olduğunu bildiren katılımcı oranı %71’dir:
Bu oran yeterli olmamakla birlikte, bilgisayar işlevi de gören “akıllı” telefonlar bu konudaki açığı bir ölçüde kapatmaktadır.
Gençlerimiz kendileri için en önemli 3 sorunu:
%69,3 oranında işsizlik,
%65,7 oranında yoksulluk,
%64,9 oranında ise şiddet ve zorbalık olarak cevapladı.
Bu veriler ülkemiz için önceliğin ekonomi ve güvenlik sorunu olduğuna işaret etmektedir.
Gençlerimizin 11 farklı özellik içinde ülke yönetimine talip liderde
en az önem atfettikleri özellikler ise
karizma (%36,8) ve
otoriterlik (%57,3) oldu.
Bu veriler gençlerimizin önceki kuşaklara göre daha rasyonel kararlar verme eğiliminde olduklarını, ülke ve dünyadaki güncel tartışmaları izlediklerini düşündürmektedir.
Genç kuşaklar somut ve gündelik hayatlarına dokunacak özellikler aramaktadırlar.
Ülkenin gidişatından memnun olmadığını net olarak beyan edenlerin oranı %48’dir.
Son söz ya da sözün bitişi
Üniversite eğitimli bir ebeveyne sahip Z kuşağı mensubu oranı önceki nesillerden daha fazladır.
Z kuşağı üyeleri, şimdiye kadarki en iyi eğitimli nesil olma yolundadırlar.
Dramatik olan ise sosyal medya okur yazarlığındaki yetersizliğimizdir: Her kişiyi, her hareketi hedef alan sayısız iletilere maruz kalan gençlerimiz “yeryüzünde iyi insan kalmadığı” şeklinde bir demoralizasyon da yaşamaktadır.
Bu kuşağın siyasi etkinliği, istikrarlı bir şekilde artmaya devam edecektir.
Z kuşağının en temel sorunu belirsiz bir geleceğe bakıyor olmalarıdır;
Oluşturulacak politikaların temel özelliği de belirsizliği ortadan kaldıracak çözümler üretmek olmalıdır.
Dijital ve müthiş bir hızla değişen dünyaya doğan Z Kuşağı her sözü, her eylemi sorgulayıp sır perdesi ardındaki efsaneleri ortadan kaldırmaktadır.
Önceki kuşakları uçuran söylemler, sözler, şiirler, Z Kuşağı için birer replik’ten öteye gitmemektedir.
Bu kuşak bir ölçüde ben-merkezciliği kadar özgürlüğe düşkünlüğü ve büyük anlatılardan çok davranışlara, duygudan çok akla ağırlık veren bir kuşak olacak gibidir.
Prof. Dr. Rüstem Aşkın